Bu konudaki İlk altı yazıyı aşağıda. Keyifli okumalar.
https://www.bomba15.com/selim-kutlu-yazdi-dogumdan-yalnizliga-ozgurlugun-en-ilkel-haliyle-tanisma
https://www.bomba15.com/selim-kutlu-yazdi-mulkiyetin-bedeli-ozgurlugun-ekonomik-boyutu
https://www.bomba15.com/selim-kutlu-yazdi-gizil-gucler-icimizdeki-ozgurluk-katilleri
Önceki yazılarda soyutlanmış bireyin güven duygusundan yoksun oluşunu, yalnız kalmamak için sado-mazoşist eğilimler geliştirdiğini, otorite ve güç kavramlarına karşı insan tepkilerini anlattım. Bu yazıda tip insanın mekanizmasını anlatacağım.
ROBOTLAŞMA
Bazı karikatürlerde tasvir edilen, aynı bantta üretilen yeni nesil bir insan türü oluşmaya başladı. Aynı şeylerden tat alan, popüler kültürün esiri olmuş bir insanımsı. Yeni nesil insanı bu hale getiren şey, dünyanın kendisini tehtit etmesi olgusunu yok etmek üzere, dünyadan el etek çekmesi ve kendisini bütünün parçası haline getirerek güvenli sulara atmasıdır. Bu günümüz toplumundaki bireylerin büyük çoğunluğunun bulduğu çözümdür. Özetle birey kendsi olmaktan çıkar ve çeşitli kalıpların kendisine sunduğu kişiliği tümüyle benimser. Böylece tıpkı diğerleri gibi, yani onların kendisinden beklediği gibi olur. Artık çevresi ile bütünleşen kişi için yalnızlık ve güçsüzlük duyguları kaybolur. Hayvanların renk değiştirerek kamufle oldukları gibi insan da huy ve davranışlarını değiştirir. Benliğinden vazgeçen, robotlaşan kişi, diğer milyonlarca robottan biri olur. Artık yalnızlık hissetmez ve kaygı duymaz fakat bunun büyük bir bedeli vardır.
Yalnızlığı yenmenin normal yolunun topluluğa uymak olduğu kabulü her toplumda vardır. Üniversite, askerlik vb. kişi için yeni ortamlara giderken “aman oğlum çıkıntılık yapma” tavsiyeleri bu nedenle verilir. Topluluğa uyulurken kişi özünde kabul etmediği kararları kabul etmek ve uygulamak zorundadır. Fakat bunu ussallaştırmaz ve kendine ait kılmazsa kişi kendi ile çelişir ve nevrotik durumlar oluşur.
Çoğumuz düşünme, hissetme ve dilediği gibi davranma özgürlüğüne sahip olduğumuzu düşünürüz. Her birey duygu ve düşüncelerinin kendine ait olduğuna içtenlikle inanır. Fakat eylemde robotlaşmamızı sağlayan ussallaştırma mekanizmasına örnek vereceğim.
Diyelim ki bir ada yerleşkesindesiniz ve bir balıkçıya hava durumunu sordunuz. Balıkçı mesleği gereği hava durumundan anlamak zorundadır. Balıkçı radyodan hava durumunu da dinlemiştir. Çeşitli gözlemleri ve deneyimine dayanarak hava durumunu değerlendirir. Radyodan aldığı bilgi, tahminini destekliyorsa söylemini güçlendirir, desteklemiyorsa onu da eleştirir. Ama özünde balıkçı, bilgisine dayanan kendi görüşünü anlatmıştır.
Şimdi bir yazlıkçıya soracağız aynı soruyu. Normal insana örnek olacak. Yazlıkçı hava durumundan anlamam ama radyodan şöyle duydum, ben bilmem der, konu kapanır.
2. yazlıkçı robotlaşmış insana örnek olacak. Aslında hava hakkında çok az şey bilmesine rağmen çok şey bildiğine inanıyor. Her soruya cevap verebileceğine inanıyor. Biraz düşündükten sonra radyodan duyduğunun aynısını, kendi düşüncesiymiş gibi anlatıyor.
Bahsettiğim olay bazı insanlarda refleks haline geliyor bir süre sonra. Her olayda topluluk tarafından dayatılan kararı benimseme ve ussalştırma mekanizması basit bir hava durumu sorusunda bile kişiyi aslında bilgisi olmadığı bir fikri kendisininmiş gibi sahiplenmesine sebep oluyor.
Siyasal konularda da aynı durumla karşılaşıyoruz. Ortalama gündemi takip eden biri ile konuştuğunuzda, kişinin iktidar yanlısı ya da muhalefet yanlısı haber kanallarını mı izlediğini çok net anlayabiliyorsunuz. Takip ettiği haber grubundan aldığı görüş ve bilgileri “kendi” görüşü gibi anlatacaktır. Ataerkil toplumlarda siyasal görüş babadan oğula geçer genelde. Burada da söylemler ezbere dayalıdır. Kişi babasından duyduklarını aynen aktarır. Herhangi bir “neden” sorusunda sistemi hata verir.
Bu durum Nazi hareketinde birçok sade vatandaşın nasıl insanlık dışı emirlere uyduğunu, bu emirleri nasıl ussalaştırdığını başka bir açıdan açıklıyor. Çok trajik örnekler var ve robotlaşmış bireyin caniliği nasıl ussallaştırdığını anlatsam bir yazı daha çıkar sanırım.
Buraya kadar yazı dizisini takip edenlere selam olsun, güzel insanlar hoşçakalın…