Sevgili okur,
Günümüze ve yarınımıza not olsun diye,
Zalimle nasıl mücadele edilir anlatacağım sizlere…
Pek tabi “İYİLİK” ile. Keyifli okumalar.
Zulüm, zalim var olduğu için vardır. Zalime karşı ne yapılacağı bellidir. Dolayısı ile akil olan, güçlü hale gelene kadar bir araya gelmelidir. Ayrılıkları bir kenara bırakıp birliktelikleri bulmalı ve bu birliktelikler üzerinden sağlam bir toplum inşasının yollarını aramalıyız. Sanatla, edebiyatla, güzellik ve iyilikle, bilimle birleşerek güçlenmeliyiz. Çünkü, iyi insanlar güçlü olmadan, zulüm yok olmayacaktır.
İyi insanların bugün kafası karışık; kendi köşelerinde oturup öfke kusuyorlar. Kötüye kötü deyince iyi olacağımızı, zalime zalimsin diye bağırınca adaletin tesis edileceğini zannediyoruz. Ancak bu kadar kolay değil. Adil olmak, latif olmak, nazik olmak çaba gerektirir. Bunlar öz çalışma ve kendini yüceltmeyi gerektiren şeylerdir. Biz ise bunları kolaydan ve devletten bekliyoruz. Böyle bir şey olmayacak.
Harekete geçmek gerek. Farkındalık sahibi her kişi, kendince muhakkak faydalı bir şeyler yapıyordur. Size kendi hikayemi anlatayım: 2013 Gezi olaylarından sonra pasifize edilen TMMOB birimlerinden olan Mimarlar Odası yönetimi başkanlığı, 2019 ortalarında mevcut başkanın istifasıyla bana kaldı ve odacılık faaliyetlerim başladı. Oda yönetimimizle birlikte mesleki kazanımlar ve kamu yararı için çalışmalar yaptık, odamızı ayaklandırdık. Asıl kırılma ise 2023 Haziran’ında oldu. İlk birkaç ay üzerime kara bulutlar çöktü ve kendime gelemedim. Sonrasında "Umutsuz durum yoktur" diyerek, köşe yazıları yazmaya başladım. En ufak faydam olduysa, ne mutlu bana.
Peki, netice? Yukarıda nedenini anlattım ya, kolay olmayacak, mücadele etmek lazım. Bu tarz çalışmaları kitaplardan ve tarih sayfalarından öğrendik. İyilik namına yapılan her türlü iş, insanların bakış açısını değiştirme potansiyeline sahiptir. Ve bunlar topluca yapıldığında, kitleleri değiştirebilir. Henüz belki dışarıda çok fazla sesini duymuyorsunuz ama, bugün bizim gibilerin yaptığı şeyler, yarının zihniyet değişimini sağlayacaktır. Kendimizi küçümsemeden, en küçük faydalı eylemden geri durmamalıyız. Çünkü biz yapmazsak, başkası yapmayacak.
Saf iyilik... Saflık ile salaklık arasında ince bir çizgi olduğu bilinir. Bu öğretide, kurtarmak istediğimiz kitlenin salaklık olarak gördüğü şeyleri bile isteye yapıyoruz. Bu yüzden takdir edilmeyi ve anlaşılmayı beklemeyin. Yaptıklarınıza anlam veremeyecekler, hatta kesin bir çıkarı vardır diyerek arkanızdan demediklerini bırakmayacaklar; aldırmayın. Bizler doğru yolu bilen, büyük resmi görenler olarak zor olanı, bilerek seçtik. ”Zor olan ise yapmamız gereken şeyi, yapmamız gereken zamanda yapmaktır.“ (LOTR alıntı)
Sonuç
Başta dedim ya, asıl olan zalimin varlığıdır ve zulüm, zalim var olduğu sürece devam edecektir. Dolayısıyla, sorunun kökeni zalimdir ve zalim, zulmetmekten vazgeçmedikçe bu devran böyle sürecek. Peki, zalim laftan anlar mı? Gülmeyin, laf olsun diye sordum. Tabi ki anlamaz. Us ile uslanmayacak bir avuç insan. O zaman, yukarıda da bahsettiğim gibi, farklılıkları bir kenara bırakarak, iyi insanlar bir araya gelmelidir ve bu lafta kalmadan iyi olana ulaşmak için eyleme geçilmelidir.
Türk toplumunun hali ortada. İnsani değerlerimiz, gelenek ve göreneklerimizin ne durumda olduğu malum. Topyekün bir yozlaşma tehlikesi altındayız. Geri dönüşü zor bir döneme girmek üzere olduğumuzun farkında mısınız?
Hoşçakalın…
mail: [email protected]