Kentsel dönüşüm esnasından yıkılan yapılardan yayılan asbestin insan sağlığına çok ağır etkileri bulunmaktadır. Dolayısı ile kaş yaparken göz çıkarmamak gerekiyor. Uzmanlar yıkılan binalardan yayılan asbest liflerinin, önümüzdeki 20 yıl için önemli bir sağlık ve çevre sorunu olacağı öngörüsünde.

            Asbest, doğada bulunan bir mineral olup; özellikle yapı sektöründe yalıtım, yangın önleme gibi amaçlarla yaygın bir şekilde kullanılmıştır. Ancak sonradan yapılan araştırmalar, asbestin insan sağlığına ciddi zararlar verdiğini ortaya koymuştur. Ufak bir google araştırması yaparsanız psikolojinizi biraz bozmakla beraber; işin ciddiyetinin farkına varırsınız.

            Asbest lifleri solunum yoluyla vücuda girdiğinde, akciğerlerde ve diğer iç organlarda ciddi hasarlara neden olabilir. Kronik hastalıklara yol açabilen en önemli etkenlerden biri olan asbest, akciğer kanseri, mezotelyoma ve ciddi solunum problemlerine sebep olabilir. Bu zararlı madde, özellikle eski binaların yıkılması sırasında havaya karışarak çevreye ve çalışanlara zarar verebilir.

            Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı, asbesti, kesin kanserojen olarak tanımlıyor. 2005 yılından bu yana ise Avrupa Birliği tarafından üye ülkeler nazarında asbest üretimi ve kullanımı yasaklandı. Türkiye’de ise 2010 yılından bu yana bu yasak uygulanmaya başlandı. Bu tarihe kadar inşaa edilen sayısız binada asbest içeren malzemeler kullanıldı.

Asbest denetimi yapılıyor mu?

            Binaların Yıkılması Hakkında Yönetmelik 1/7/2022 tarihinde yürürlüğe girdi. Peki kanun yapıcı hangi kuralları koymuş inceleyelim.

            “Madde 5 - (7) Yapılardaki, asbest ve benzeri tehlikeli kimyasal içeren imalatlar sökülüp uzaklaştırılmadan ve Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğine göre seçici yıkım yapılmadan ana yıkıma geçilemez.”

MADDE 16 – (1) Yıkıma başlanılmadan önce asbestli imalatın var olup olmadığı, varsa asbest içeren imalatlar için asbestin türünü, miktarını ve yerini belirlemeye yönelik envanter çalışması yapılması zorunludur. Envanter çalışması sırasında katı numune alma ve analiz işlemleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından katı numunede asbest tür tayini parametresinden yetkilendirilmiş bir laboratuvar tarafından yapılır. Asbest ve diğer tehlikeli maddeleri içeren imalatlar, yıkım faaliyetinden önce belirlenerek sökülür, ayrı olarak toplanır ve Atıkların Düzenli Depolanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine göre bertaraf edilir.

(2) Asbest söküm işlemleri, TS 13895 Asbest İçeren Malzemelerin Sökümü ve Asbest Bertaraf Yöntemleri Kılavuzuna uygun olarak yapılır.

(3) Yıkım ve söküm işlemleri sırasında, 25/1/2013 tarihli ve 28539 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmeliğe uyulur.

Kitabına bakarsanız herşey yolunda. Yetkili firmalar numuneleri alıyor, yetkili labratuvarlara gönderiyor. İdarelerimiz bu işi takip ediyor. Evraklar dosyalarında her zamanki gibi tastamam duruyor. Edindiğim şifai bilgilere göre; şimdiye kadar asbest çıkan bina olmadı bu raporlarda. Eski binalarımızda asbest yokmuş. Size ne kdaar inandırıcı geldi bilmem ama ben zerre tatmin olmadım. Bu işin kovalanması gerekiyor. Takip edilesi ne kadar çok iş var. Çıldırmamak işten değil..

            Hergün önünden geçtiğimiz yıkılan binalarda, eski arabalarda, her türlü inşaat yalıtım malzemelerinde bulunur asbest. Yıkılan binalardan yayılan asbestin tehlikesine karşı, öncelikle yetkili kurumlar ve uzman ekipler tarafından yapılan detaylı bir inceleme ve temizlik işlemi gereklidir. Ayrıca, asbest içeren malzemelerin güvenli bir şekilde bertaraf edilmesi ve uygun önlemlerin alınması da hayati önem taşır.

            Toplum olarak, asbestin sağlık üzerindeki risklerini ve yayılma potansiyelini göz önünde bulundurarak, bu konuda bilinçlenmeli ve gereken önlemleri almalıyız. Sağlık ve çevre bilinciyle hareket ederek, asbestin zararlarını en aza indirgeme ve toplum sağlığını koruma yolunda adımlar atmamız gerekmektedir. Unutmayalım ki, sağlığımız her şeyden önemlidir ve asbest gibi zararlı maddelerin etkilerine karşı bilinçli olmak hayati bir gerekliliktir.

            Sonuç olarak yıkımdan önce yapıla asbest kontrolleri hakkı ile yapmalıdır. Elimizde net bir envanter olmasa da 30-40 yıllık binaların büyük bölümünde asbest olduğu tahmin edilmektedir. Özellikle böyle yapılarda titizlikle mevzuat hükümleri uygulanmalıdır. Şu anda asbest ve sebep olacağı hastalıklar için önlem alınırsa, ilerde yaşanacak trajedilerin önüne geçilebilir.


            Sağlıkla kalın…

[email protected]

Editör: SELÇUK ÖÇAL