Bazen bir toplumun yönü, kimsenin dikkatini çekmeyen küçük bir tercihle şekillenir.

Bir görevin kime emanet edildiği, aslında geleceğe uzanan uzun bir çizginin ilk adımıdır.

Liyakat, kurumların görünmez ama en sağlam direğidir.

Doğru insanların doğru yerde olması; işlerin düzenli, adil ve güven veren bir şekilde yürümesinin temel şartıdır.

Yanlış bir tercih ise önce küçük aksamalarla başlar, sonra sessiz olarak güven duygusunu zayıflatır.

Her makam bir sorumluluk taşır.

Bu sorumluluğu bilgi, tecrübe ve nezaketle taşıyan insanlar; sadece görevlerini yapmakla kalmaz, kurumun kültürünü de güçlendirir.

Toplumda güven, işte bu insanların omuzlarında yükselir.

Tarih bize şunu gösteriyor: uzun ömürlü medeniyetler, emaneti ehline vermeyi başaranlardır.

Çin’de sınav sistemi yüzyıllarca yönetimin temel direği oldu.

İslam medeniyetinde “emaneti ehline vermek” hem bir ilke hem bir sorumluluk olarak görüldü.

Bugün de değişmeyen gerçek şu: liyakat, kurumları ayakta tutan en güçlü sütunlardan biridir.

Liyakat bir anda kaybolmaz; küçük ihmal ve alışkanlıklarla yavaşça zayıflar.

Önce bir yakın tercih edilir, ardından bir tanıdık…

Sonra fark edilmeden bu durum doğal görünmeye başlar.

Zamanla yetenekli insanlar geri çekilir, motivasyon düşer, verim azalır.

Oysa bir kurumun gerçek gücü, farklı yeteneklerin adil bir zeminde yükselmesine bağlıdır.

Burdur'da köpeğe çarpmamak için direksiyon kıran sürücü kanala uçtu
Burdur'da köpeğe çarpmamak için direksiyon kıran sürücü kanala uçtu
İçeriği Görüntüle

Bugünün hızlı dünyasında görünür olmak, bazen “iyi olmak” ile karıştırılıyor.

Sosyal medyanın etkisiyle imajın içeriğin önüne geçtiği bir dönemden geçiyoruz.

Bu da derinlik isteyen konularda aceleci, yüzeysel yaklaşımlara yol açabiliyor.

Tam da bu nedenle liyakat, sadece bir tercih değil; kurumları dengede tutan bir güven mekanizmasıdır.

Liyakati güçlendirmek için büyük sözlere değil, doğru adımlara ihtiyaç vardır.

Sorumlulukları ehil kişilere teslim etmek, şeffaf kriterlere bağlı kalmak ve güçlü bir değerlendirme kültürü oluşturmak bile büyük bir fark yaratır.

Ve zaman zaman kendimize sormamız gereken sorular vardır:

“Bu görevin hakkını verebilir miyim?”

“Bu sorumluluğu taşıyabilir miyim?”

Bu sorular, hem bireysel hem kurumsal olgunluğun işaretidir.

Liyakat, bir toplumu sessiz olarak ama güçlü bir şekilde ayakta tutan değerlerden biridir.

Doğru insanları doğru yerde görmek; daha adil, daha güvenilir ve daha sağlam bir geleceğin kapısını aralar.

Gösterişsizdir, sakin görünür; fakat bir toplumun uzun ömürlü olmasını sağlayan temel taşlardan biridir.

e_mail: [email protected]