MAKÜ Lavanta Tepesi Otelde düzenlenen İftar Programı Kur’an-ı Kerim Tilaveti ile başladı. İftar yemeği sonrası din görevlisi tarafından yemek duası yapıldı.

Programın devamında Vali Ali Arslantaş, Milletvekili Bayram Özçelik, Milletvekili Mehmet Göker, Milletvekili Yasin Uğur, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Mehmet Şimşek ve iş insanı Naci İlci tarafından konuşma yapıldı.

Vali Arslantaş yaptığı konuşmada, “Rahmet kapılarının ardına kadar açık olduğu bu kutlu ayda, tuttuğumuz oruçların yaptığımız ve yapacağımız tüm ibadetlerin Cenabı hak katında kabul olmasını niyaz ediyorum.

Birhan KESKİN bir dizesinde: “İnsan olan yerlerim çok ağrıyor” diyor. Konu yetimler ve öksüzler olunca, kalbi kararmamış, ruhu küf bağlamamış kim varsa insan olan yerlerinin çok ağrıyacağı muhakkak.

Âdemoğlu muvakkaten bakıma muhtaç olarak dünyaya gelir. Yaşamak için bir hâmînin himmetine ihtiyaç duyar. Fıtratına yerleştirilen sonsuz merhamet nüvesi, yavrusunun dünyaya gelişiyle birlikte inkişaf ederek hilkat itibariyle en baskın karakteristik özelliği olan bencilliğini yok eder. Sırf bu hâl dahi insanoğlunun bir yaratıcı eliyle var edildiğinin ispatı niteliğindedir. Ezeli takdirin nişanesi olarak, doğumun hemen akabinde yavrularının temel beslenme kaynağına dönüşen anneler, bebeklerinin mutlak suretle karşılanması gereken temel gereksinimlerini, hiç yüksünmeden, bilakis fedakârlıklarından ulvi bir lezzet alarak karşılarlar.

Urfalı Nabi merhum diyorki:
Olsa halkın rızkı hâsıl verzîş-i tedbirden
Kûdekân-ı bî-zebân mahrûm olurdu şirden
Türkçeden Türkçeye tercümesini yapmak gerekirse:
Eğer insanların rızkı çalışmaya gayrete beceriye yüksek enerjiye kabiliyete filan bağlı olsaydı, ağzı-dili söylemez kundak bebekleri ana sütünden mahrum olurdu. Gücü kuvveti gayreti mi var ki en kıymetli besin olan anne sütü ona ikram ediliyor. Demek ki öyle gelmiyor rızık. Çalışmayla gayretle olmuyor, sen o hususta rahat ol, fazla da karışma.

Malumunuz babalık içgüdüsel olmayıp yaşanılarak öğrenilen, peyder pey içselleştirilen bir melekedir. Geleneksel aile yapımızda evin riyaseti babanın uhdesindedir. Buharî’nin naklettiği “Erkek ailesinin çobanıdır. Kadın da evinin ve çocuğunun çobanıdır. Hepiniz idâre ettiklerinizden sorumlusunuz.” hadisi şerîfi bu görev taksiminin peygamberimiz katında tasdikidir. Ev düzenin işleyişindeki rolü anne kadar göze batmasa da babanın varlığı, amiyane tabirle gölgesi bile aile bireylerine güven vermektedir.
Tüm hane halkı sağlıkla hayatlarını sürdürdüğü sürece varsıllık, yoksulluk gibi dünya meşgaleleri teferruattan ibarettir. Ne var ki dünya imtihan için yaratılmıştır ve her hadisenin herkes için ihtimal olduğu hayatta, gerçekleşmesi herkes için kesin olan yegâne hakikat ölümdür. Bozkırın Tezenesi’nin: “Dünya senin vatanın mı yurdun mu?” diyerek bildiğini bilmezden geldiği hakikat, hepimizin potansiyel ölüler olduğumuz gerçeğidir. Ölüm ise yalnız tek boyutlu bir hadise değil, artçıları kendisinden daha şedit bir depremdir. Maatteessüf bu depremin enkazı altında kalanlar çoğu kez çocuklardır.

Ana babasız kalmak ilahi takdirle hükmolunan çetin bir imtihandır. Yetimler ve öksüzler, bizlere cenabı hakkın emanetleridir.
Dili, dini, ırkı ne olursa olsun insanlık adına üzerimize düşen görev onlara sahip çıkmaktır. Allahû teala Bakara, Nisa, En'am, Enfal, Haşr, Dehr, Fecr, Beled ve Duha surelerinde yetimlere şefkat gösterilmesini, mallarının korunmasını, çoğaltılmasını ve vakti geldiğinde kendilerine teslim edilmesini, haklarının gözetilmesini, elde edilen ganimetlerden yetimlere pay verilmesini, hiçbir suretle yetimlerin hor ve hakir görülmemesini emretmekte; bu öğüde kulak asmayanların karınlarının ateşle doldurulacağı ve ilelebet cehennemde kalacakları ihtarında bulunmaktadır.

Bildiğiniz üzere peygamber efendimiz de bir yetimdi. Bir yetimin ne hissedeceğini en iyi o bilir, sohbetlerinde sık sık ashabını bu hususta uyarırdı. Bir hadisinde “Kalbinin yumuşamasını ve hacetinin görülmesini sever misin? Yetime merhamet et, onun başını oksa ve ona yediğinden yedir. Kalbin yumuşar ve hacetine erişirsin.” müjdesini beyan etmiş, başka bir hadisinde yetim talebesini hakir görüp diğer talebeleriyle bir tutmayan hocanın Allah katında yüzüne bakılmayacağını ikrar eylemiş, bir diğer mecliste iki zaif olarak nitelendirdiği dul kadınlar ve yetim çocuklar hakkında Allah’tan korkulmasını salık vermiştir.

Sevdiklerini kaybedenlerin, acıları taze iken geri kalan hayatlarının bir anlamı olmayacağı vehmine kapılmaları mümkündür. Bununla birlikte zaman en mâhir hekimdir. Zamanla en harlı alevler ehlîleşir, en derin yaralar onulur. Atalar ölenle ölünmez buyurur.

Hakkın emaneti olan yetimlerimizi ve öksüzlerimizi korumak ferdi teşebbüslerin ötesinde devletimizin görevidir. Sosyal devlet anlayışımızın gereği olarak, yaşadıkları talihsizlikleri onlara unutturmak, travmalarını seker bırakmadan aşmalarına yardımcı olmak, akranlarıyla eşit koşullarda eğitim almalarını sağlayarak onlara fırsat eşitliği sunmak ve nihayet yarınlarına umutla bakmalarına yardım etmek için ilgili kurumlarımız büyük bir özveriyle çalışmaktadır.

Burdur Valiliği olarak geliştirdiğimiz projelerle bu yavrularımızın aile ortamını aratmayacak sıcak yuvalarda barınmalarını sağlıyor, akademik ihtiyaçları için evlatlarımıza eğitmenler tahsis ediyoruz. Hassasiyetimizin ve pozitif ayrımcılık ilkemizin bir göstergesi olarak gerekli şartları taşıyan çocuklarımızın kamu kurum ve kuruluşlarımızda istihdamına öncelik veriyoruz. Devletimizin şefkat eli daima emanetlerimizin üzerindedir ve öyle kalmaya devam edecektir.

Sözlerimi nihayete erdirirken mübarek ramazan ayının bu mübarek Cuma günü hürmetine, rabbimden hepinize sağlık, afiyet ve huzurla dolu bir ömür vermesini diliyorum” dedi.

İftara, Vali Ali Arslantaş, Milletvekili Bayram Özçelik, Milletvekili Mehmet Göker, Milletvekili Yasin Uğur, Garnizon Komutanı P. Komd. Alb. Yavuz Çankaya, Cumhuriyet Başsavcısı Osman Kara, Adalet Komisyonu Başkanı Hacı Süleyman Arslan, Baro Başkanı Ramazan Gedik, Vali Yardımcısı Ahmet Mailoğlu, İl Jandarma Komutanı J. Alb. Mustafa Güder, İl Emniyet Müdürü Ümit Bitirik, İl Genel Meclisi Başkanı Murat Akbıyık, MAKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hüseyin Dalgar, Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Duygulu, kurum müdürleri, iş insanları ve vatandaşlar katıldı.