8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Taksim'de bir araya gelen gruplar yürüyüş düzenledikleri esnada yatsı ezanının okunmasını ıslıkları ile protesto ederek %99 'u Müslüman bir ülkede kesinlikle olmaması gereken bir densizliğe imza atmışlardır. Bin yıldan uzun süredir İslam'ın bayraktarlığını yapan bir ülkede ezan sesini protesto etme cüretini göstermek ülke insanımıza ve tüm Dünya Müslümanlarına yapılmış bir saygısızlıktır. Ezan sesi üzerinden yapılan bu tahammülsüzlük kesinlikle kabul edilemez. Halkı provoke etme amaçlı bu protestoyu gerçekleştirenler derhal %99 'u Müslüman olan Türk halkından ve tüm dünya Müslümanlarından özür dilemelidir. Ayrıca bu densizliğe imza atan güruhun haklarında halkı kin ve düşmanlığa sevk etmekten gerekli yasal işlemler başlatılmalıdır.

Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte yüzyıllar boyunca birçok inanç ve kültüre sahip insanlarla birlikte kardeşçe yaşamayı başarmış, diğer inanç sahiplerine saygıda kusur etmemiş bir halkın bu gün kendi ülkesinde ezanına tahammül edilememesi üstelik de bu tahammülsüzlüğün protesto ile göstere göstere yapılması bizlerin de tahammül sınırlarını zorlamaktadır.

Ezanımıza yapılan saygısızlığa seyirci kalmayacağız. İslami değerlerimize saldırı halinde olan, insanlar arasında kin ve düşmanlığı alenen tahrik etme ve kamu barışını bozma amacıyla yapılan bu protestoyu inanç özgürlüğü çerçevesinde değerlendirmemiz mümkün değildir. Türkiye her dinden-inançtan insanların yaşadığı geniş bir mozaiktir. Saygı ve kardeşlik düsturuyla hareket ederken, toplumu kutuplaşmaya götüren bu tür girişimler özellikle son zamanlarda İslam ve Müslümanlar üzerine oynanan oyunları da göz önünde bulundurduğumuzda, maalesef bu olayın tamamen bilinçli ve kurgulanmış bir durum olduğunu müşahade ediyor ve kesinlikle olayı sonuna kadar takip edeceğimizin bilinmesini istiyoruz.

Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde Müslümanları namaza çağıran İslam'ın şiarı ezan sesini protesto etmek toplumumuzdaki kardeşlik duygularını yıkmaya yönelik birlik ve beraberliğimizin çimentosu dinimiz ve ezanımız üzerinden ayrılık tohumları ekmeye çalışmaktır. Aziz milletimiz ve darbeleri Selalarıyla susturan hocalarımız bu tür oyunları gayet iyi bilmektedir. Şunu herkes bilsin ki Anadolu'nun yiğit evlatları küresel taşeronların oyunlarına gelmeyecek ve sağduyu ile hareket etmeye devam edecektir.

Değerli basın mensupları;

Karşınızda gördüğünüz hocalarım 15 Temuzda darbelere karşı Selalarıyla Ülkemizi büyük bir badireden kurtarmıştır. Aynı ecdatlarının Çanakkalede yaptığı gibi……İşte o Çanakkalede 'Bir ezan bir milletin kaderini değiştirmiştir'
'Çanakkale'de savaşın acı ve ızdırabı iyice yükselmişti.
Düşman güçler birliklerimizi çepeçevre kuşatmış, güneşin doğmasıyla beraber büyük bir mücadele başlayacaktı. Bu mücadele sonunda oluşacak şehadet mertebesinin kaçınılmaz olduğu Mehmetçiğin düşünce ufuklarında iyice belirmiş, şehadete koşmanın aşk ve heyecanı gönüllerini iyice kaplamıştı.
Sabah ezanı vakti gelmiş ve mümin gönüllerde şehadet öncesi yüce Rabbimizin huzurunda divan durma, huzura yönelme arzusu oluşmuştu.
Sesi güzel, Hafız bir Mehmetçik kumandanın yanına yaklaşır ve bir talepte bulunur:
' Kumandanım, güneşin doğmasıyla beraber bizim için şahadet kaçınılmazdır, müsaadeniz olursa şu tepenin üstüne çıkıp bir sabah ezanı okumak istiyorum' diyerek arzusunu kumandanına iletir.
Kumandan buna razı olmaz, mevziden çıkmasına müsaade etmek istemez fakat hafız olan Mehmetçik bu talebinde ısrarcı olunca kumandan istemeyerek de olsa izin verir.
Böylece yüksek bir tepeye çıkan hafız yanık sesiyle sabah ezanını okur. Ezanın okunmasıyla düşman cephesinde büyük bir hareketlilik başlar.
İngilizlerin Hint bölgesinden kandırarak getirdikleri binlerce Müslüman Ezan-ı Muhammediyi duyar duymaz derhal silahlarını bırakır, ve geri çekilir.
Onların silah bırakıp çekildiği noktadan güneşin doğuşuyla beraber Osmanlı evlatları kuşatmayı tersine çevirmiş ve Çanakkale'yi geçilmezkılmıştır.
İşte o ezanın bereketi, rahmeti ve aşkıyla alınan bu topraklar, Müslümanlara vatan olarak emanet edilmişti. Şehit kanlarıyla sulanmış bu vatan, bu ezan, bu bayrak sahipsiz değildir.

Kimi zaman tahrik, kimi zaman siyasi dengeler nedeniyle gerçekleştirilen bu tür provokatif girişimler karşısında Müslümanları sağduyulu davranmaya, tepkilerini hukuk ve İslam geleneğinin bizlere öğrettiği naiflik ölçülerinde göstermeye davet ediyorum. Diyanet-Sen olarak hukuk çerçevesinde 85 Bin üyemizle bu olayın takipçisi olacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın.


Bu tarihi şuur ve idrakten habersiz olan zavallıların minarelerimizden okunan ezanı boykot etmeleri ne kadar acı bir durumdur.
Rabbim bu bedbahlara hidayet ve istikamet versin...

Bünyamin ÖZDAŞ

Diyanet Sen

Burdur Şube Başkanı