Eveeet..

Geldik yine bir seçim havası içine, oynuyoruz hep beraber…
'Seçim Havası' diyorum, çünkü havadan etkilenerek helyumla dolan, nemden etkilenip, rutubet kaptığını zannedenler çoğalmış anlaşılan!
Ama her seçim sürecinde olduğu gibi, böylelerine kimse aldırış etmez!
Kendi kendilerine yazar – çizerler, hakikatten bahsederken yalakalık yaptıklarını, aşikarane tavırlarını unutuverir insanlar…

Belli ki, bir yerlere varmak isteyen bazı kimliği belirsiz kişi ya da kişiler 'VARAN' tabirleriyle yol almak istiyor… Bırakalım, yol alsınlar ozaman…
Haydi bakalım… Başlayalım…
Yabancılarda bir deyim var ya hani: 'I wanna play this game'.
Hah, işte ondan…
Ben de istiyorum bu oyunu oynamak…

Şimdi, oyun belli…
Adı: ihtiras…
Peki, bu kim?

Haydi, bir analiz yapalım, bakalım hep beraber…
Geçenlerde beni eklemiş biri…
'Ben 'Fake' değilim' diyor ya, işte onlardan…
Hakikatten bahseden bir arkadaş, yılmadan mücadele edecekmiş..!
Adını 'Sen Koy!'
Her neyse, bu arkadaşımız AK Partiliymiş… Dava adamıymış..! Eski bir yönetim kurulu üyesiymiş..!
Neşmiş? Partiyi o hale getirenlerden hesap soracakmış..!
MİŞ… MİŞ… MİŞ… DE… MIŞ… MIŞ… MIŞ… Yok artık, daha neler? SİMGE!

Her kimse, ne naneyse bilemem… Beni bağlayan bir yer yok! Buraya kadar tamam.
Velakin, sapla saman karışmasın! Aman ha, kılıç kesiverir sonra… Beni böyle kötü şeylere bulaştırmayın…

Öncelikle, hiçbir partiye üyelik yapmadığımı, uzak veyahut yakın hiç siyasi partiyle bağım bulunmadığını belirterek yazıyorum, iyi okuyun!
Bakın, gizli bir şeyler yapmak için çok amatörsünüz! Yazılan, çizilenden bariz anlaşılıyor…
Adam gibi deşifre çalışması yapacaksınız, gelin, yazık olan 10 yılımdan size kesitler sunayım!
Birilerine yakın gözükmek için İstanbul'da siyaset okumuş, kimin adamı olduğunuzu göstermek için de gönüllüleri beğenmeniz çok komik!
Ayrıca, dava adamlığından söz eden birisiniz, ne güzel… İnsanın bir davası olmalı…
Ancak, dava adamlığı yediği yere pislemekle olmaz benim bildiğim… Dava adamı denen şey; davası için kişilerle uğraşmaz!

Son olarak, kimin ne mal olduğu gözüksün denilmiş, tabir yerinde, aferin!
Herkes, kimin ne mal olduğunu gördü, sağ olun, ömürlü olun…"