Hastane önünde toplanan sağlık emekçileri alkışlarla hükümetin sağlık politikasını protesto etti.

Grev Isparta Burdur Tabip Odası Başkanlığı, Genel Sağlık-İş, Hekimsen, Burdur Aile hekimleri Derneği ve SES ortak katılımıyla gerçekleşti.

Burada toplanan sağlık çalışanları iktidarı protesto etti ve basın açıklaması gerçekleştirdi.

Açıklama yapan Genel Sağlık İş Burdur Şube Başkanı Dr. Egemen Gökbolat ‘’ Hepimizin bildiği üzere 15 gün önce sayın sağlık bakanı hekimlere müjde başlığı altında bir takım iyileştirmelerden bahsetmiştir. Ancak söz konusu yasa teklifi kamuoyuna henüz yasalaşmadan açıklanmış ve hekimlere büyük bir lütuf yapılmış gibi duyurulmuştur. Öncelikle pratisyen hekim, uzman hekim ve diş hekimlerini kapsayan bir düzenleme yapılması öngörülmüş, bu husus, kamuoyuna ve hekimlere bir müjde olarak duyurularak hekimlere sözde sahip çıkıldığı imajı yaratılmıştır.

Fakat bu sürede sergilenen tiyatronun son perdesinde sözde özlük haklarında iyileştirme yapılmasını öngören düzenleme teklifleri dahi geri çekilmiştir. Mevcut durumda biz hekimlerin ve sağlık emekçilerinin elinde kocaman bir sıfırdan başka bir şey kalmamıştır.

Sorunları çözmesi gerekenler sürekli vaatte bulunmakta ancak gerçekleşmeyen vaatler nedeniyle hüsrana uğrayan yine hep biz olmaktayız.

Günümüz ekonomik koşullarında sağlık emekçileri hak ettikleri insani koşullarda yaşamaktan uzakta, ekonomik durumları her geçen gün kötüye gitmekte ve en önemlisi mesleki itibarları her geçen gün ayaklar altına alınmaktadır. Bunlar yetmezmiş gibi her gün şiddet korkusuyla işe gidilmekte, malpraktis davalarıyla uğraşılmaktadır

Gece gündüz, kar kış, pandemi demeden özveri ile tüm ülkeye 24 saat sağlık hizmeti sunan bizler onurlu bir yaşam ve emeklilik süreceğimiz, asgarisi yoksulluk sınırının üzerinde maaş talep ediyoruz.

Geldiğimiz noktada bizler yok sayılmaktayız, özlük haklarımız torba kanun içerisinde düzenlenmeye çalışılmakta ancak bu bile becerilememektedir.

Genel Sağlık-İş olarak bizlerin özlük haklarına ilişkin kanun tekliflerinin geri çekilmesi gibi hakka hukuka aykırı, vicdanları derinden yaralayıcı tutuma karşı sessiz kalmayacağız.

Bu nedenle 15 Aralık tarihinde yani bugün

Acil hastalar, diyaliz hastaları, gebeler, kanser hastaları, covid hastaları ve yoğun bakım hastalarının bakımı aksamayacak,

Diğer hastalara ise nöbet düzeninde sağlık hizmeti verilecek şekilde ülke genelinde iş bırakma eylemi yapılacaktır. Genel Sağlık-İş olarak sağlık emekçilerinin sesleri duyulana kadar her daim yanında olmaya devam edeceğiz’’ dedi.

Burdur Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Osman Gençer ise yaptığı açıklamada neden iş bıraktıklarını anlattı. Başkan Gençer açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Neden iş bıraktık;

*sağlıkta dönüşümün 20. Yılına yaklaştık. Çok şey değişti. Sabit kalanlar ,asıl değişmesi gerekenler oldu .

Sağlıkta şiddet ile ilgili yasa bir türlü çıkmadı. Yıllardır darp ediliyoruz, ölüyoruz, kimsenin sesi çıkmıyor. Ama sorsanız , çıkardık diyecekler , kamuoyuna yansıyan ile gerçekler farklı oldu geçen sürede!.

*son günlerde yaşananlar da hiç şaşırtmadı bizleri. Televizyonlarda bizzat sağlık bakanı açıkladı, doktorlara müjdeli haber !!! Zam yapacağız dedi. Ne yalan söyleyelim, inandık!! Aile hekimlerine pandemi ödeneği vereceğiz dediklerinde de 3 bin tane şarta bağlayacaklarından habersiz , inandık!!!

*aşı için aile hekimlerine ödeme yapacağız dediler. İnandık!!! Oysa onun tamamını almak için de bir sürü şart vardı. Nasıl daha az ödeme yaparız konusunda çalışma yapan bürokrat , nobel matematik ödülüne aday gösterilmeli kesinlikle.

*şimdi siz değerli kamuoyu ve basın mensupları hekimlere zam yapıldı sanıyorsunuz değil mi?

Ekran karşısında bağırarak söylenen zamlar !!! Zam ile ilgili teklifin meclisten geri çekilme haberi ise hızlıca, küçücük altyazılarla geçip gitti …

*bugün iş bıraktık!

Meselenin özü , para falan değil… milyonların önünde bizimle dalga geçildiği için.

İş bıraktık !

Tüm dünyadaki doktorlar ödüllendirilirken tam da pandeminin ortasında, aile hekimlerine ceza nitelğinde bir yönetmelik çıkardığınız için iş bıraktık .

*pandemide hayatını kaybeden meslektaşlarımıza ağzınızın ucuyla da olsa şehit diyemediğiniz için iş bıraktık…

*siz neden bu adamlar iş bırakıyor, neden binlerce doktor her yıl ülkemizden kaçarcasına yurdışına gidiyor diye, şapkanızı önünüze koymadığınız sürece de , daha çok iş bırakacağız…

Öncelikle saygıdeğer meslektaşlarımı sonra saygı,sevgi,değer bilen herkesi selamlıyorum..

Isparta-Burdur Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Nermin Karahan açıklamasında ‘’Emek bizim ise söz de bizimdir’’ dedi.

Karahan açıklamasında, ‘’Yönetimin uyguladığı şimdi yaşadığımız sağlık sistemi toplum sağlığı için artık önemli bir risk halini almıştır. Bu sistemin yürütülmesi olanaksızlaşmıştır.

Koronavirüs salgını mevcut sağlık sisteminin, toplum sağlığını korumak bir yana daha da riske attığını çok acı bir şekilde önümüze koymuştur. Halkın sağlığını tehlikeye atan bu sağlık sisteminin yürütücüleri, özel sağlık işletmeleri salgın döneminde dahi bu anlayışlı davranmamış hekimleri ve sağlık çalışanların hayatını zorlamıştır. Salgın döneminde bu süreçte yüzbinlerce insanımız, yüzlerce sağlık çalışanı yaşamını yitirmiştir.

Sağlık emekçileri salgın döneminde canla başla çalışırken aynı zamanda işsizlikle, işten atılmalarla, yoksullukla karşı karşıya bırakılmıştır. Sağlık çalışanları “artık bu şartlarda çalışamıyoruz” diyerek istifa ederken, emekli olurken; genç hekimlerimiz başta olmak üzere sağlık emekçileri yurtdışına göç etmiştir.

Tüm bu sorunları konuşmak, çözüm önerilerimizi iletmek için Sağlık Bakanı’yla görüşme taleplerimizi defalarca ilettik. Sağlık Bakanı’nın hekimlerin, sağlık çalışanlarının çalışma koşullarını, sağlık ve yaşam sorunlarını, toplum sağlığını sağlık emek meslek örgütleriyle konuşmasından daha doğal ne olabilir? Bu görüşme taleplerini karşılamak Sağlık Bakanı’nın bizlere ve topluma karşı sorumluluğu değil midir?

Artık yaşamımıza bile mâl olan bunca sorunumuzu duymazdan, görmezden gelen yöneticiler, aslında her şeyi görmektedir ve bilmektedir. Yaşanan sorunları ne yazık ki pandemi döneminde çok daha belirgin olan SALGIN’ı değil ALGI’yı yönetmeye çalışarak sorunlarımızı çözemeyiz. Bunun en son örneği de hekimlerin, sağlık çalışanlarının artık yoksulluk sınırının çok altına düşmüş; eğitimlerine göre açlık sınırına kadar gerilemiş gelirleri ve özlük hakları ile ilgili düzenleme yapacağı iddiasıyla getirdikleri yasa tasarısıdır. Ancak yasa tasarısı TBMM’ye getirildiği gibi hızla geri çekilmiştir. Daha önce Meclis'te bütün partilerin oybirliğiyle getirilen düzenleme, 11 Aralık tarihinde bir kez daha komisyona getirilmiş ve içtüzüğe aykırı olarak komisyon başkanının imzasıyla geri çekilmiştir.

Bizler tasarının yeterli olmadığını, bütüncül olmadığını, tüm sağlık çalışanlarını, tüm hekimleri kapsamadığını belirtirken bu teklif bile bize fazla görülmüş; ne zaman tekrar Meclis’e getirileceği, varsa eksiklerin yasa tasarısına eklenerek neden tamamlanmadığı gibi sorular havada bırakılarak usule aykırı bir şekilde geri çekilmiştir

Sağlık ağır ve tehlikeli işler kapsamındadır. Yapılan işin niteliği, riski, eğitim düzeyi ve yoksulluk sınırı gibi daha birçok kriter ele alındığında yapılan düzenlemenin bile yetersiz olduğunu ifade ettik. Yapılan düzenleme ile hekim ücretleri yoksulluk sınırına bile ulaşamamaktadır.

Yöneticilere belirtmek isteriz ki emekli hekimlere vereceğiniz ücret yüksek değildir; çalışanlara verdiğiniz ücret düşüktür. Sağlık ekip işidir; ekibin her bir üyesi, insanca yaşayacak bir ücret ve güvenli çalışma koşullarında ekip olarak, iş barışı bozulmadan çalışmak istemektedir.

Ekonomi de sağlık gibi iflas etmiş durumdadır ve maaşlarımız açlık sınırının dahi altındadır. TBMM’de yaşanan bunca süreçte Sağlık Bakanı’na defalarca, yeniden yeniden seslenilmiştir. İktidara ve Sağlık Bakanlığına çeşitli açıklama, eylem ve yürüyüşlerle anlatmaya çalıştık yine söylüyoruz. Salgın döneminde yaşamımızı da ortaya koyup verdiğimiz emeğin böyle/daha fazla değersizleştirilmesine izin vermeyeceğiz. Toplum sağlık hakkı; emeğimiz ve geleceğimiz için artık G(ö)REV zamanıdır.

Bu günkü yaptığımız eylem;

• Koruyucu sağlık hizmetlerini savunmak içindir.

• Emekliliğe de yansıyacak yaşanabilir temel ücret talebimiz içindir.

• Güvencesiz, gerçekdışı bahanelerle işimizden edilmeyeceğimiz güvenceli çalışabilme talebimiz içindir.

• Şiddete karşı etkili yasa, güvenli işyerleri, sağlıklı çalışma ortamları talebimiz içindir.

• COVID-19 başta olmak üzere meslek kaynaklı hastalıklara karşı bütüncül bir meslek hastalıkları yasası çıkarılması, her yıla 120 gün yıpranma payı içindir,

• Ek göstergelerin 3600’den 7200’e kadar kademeli olarak yükseltilmesi içindir.

Bu G(ö)REV emeğimize, geleceğimize, halkın sağlık hakkına sahip çıktığımızı gösteren bir uyarıdır. Artık toplumun, sağlık çalışanların çığlığına kulak verilmelidir. Taleplerimiz kabul edilmediği, sağlık çalışanlarının çalışma ve yaşam koşullarını düzeltecek bir düzenleme hızla Meclis’e getirilmediği takdirde eylemlerimiz devam edecektir.