AK Parti Burdur Milletvekili Bayram Özçelik, Boğaziçi Üniversitesinde yaşanan olayları yorumladı. Çıkan olayların altında Melih Bulu'nun rektör olarak atanmasının yatmadığını açıklayan Milletvekili Özçelik, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla şu yorumlarda bulundu: 'Melih Bey'in atanmasıyla kopardıkları kıyamet, kendilerinin de deşifre olmasına neden oldu. Ne kadar Gezici, PKK yandaşı, Soros'çu, Karanlık Odacı varsa bir araya geldiler. CHP'si, HDP'si, İP'i ve hatta DEVA'sı meselenin rektörlük seçimi olmadığını ortaya koydu. Başkan Erdoğan sadece bir rektör ataması yapmamış ki, meğerse arı kovanına çomak sokmuş…

Meğerse ayının inine girilmiş. Boğaziçi'nde öyle bir düzen kurmuşlar ki, 'kitabına uydurup rektör' seçiyorlar, dışarıdan da kimseyi sisteme dahil etmiyorlarmış. Bütün tezgah bozuldu tabi. Eski Türkiye'de, gelecek 10 yılın komuta kademesini belirlerler, hatta ataması gerçekleşmeden tebrik kartları basılırdı. Boğaziçi'nde de aynısını yapıyorlarmış, adına da seçim diyorlarmış. 'Nasıl olsa rektör bizden' deyip pervasızca hareket ediyorlarmış. Birkaçından bahsedeyim de, LGBT'lilerin arkasına saklanıp ne dolaplar çevirdiklerini görün. Kaynağımla sohbet ediyorduk, 'Yıllardır Boğaziçi'ndesin, anlat hocam' dedim. Başladı anlatmaya: 'Melih Bey gelir gelmez önüne bir zam listesi koydular, 'Al bunu imzala' dediler. Yahu bahçede bana arkanızı dönüyorsunuz, 'Bizim rektörümüz değilsin' diyorsunuz, şimdi liste getirip, 'İstifa et' dediğiniz adamdan zam istiyorsunuz' demedi. Kurumsal işleyişi ön planda tutup listeyi incelemeye başladı. Maaşları görünce dili uçukladı. Liste evlere şenlik. 'Açız' diyenlerin foyası ortaya çıktı. 5 yıldır üniversitede çalışan bir öğretim görevlisine toplamda mesaisi, ek göstergesi, cartı curtu ile birlikte 1 ayda 24 BİN TL para vermişler. Biz bunların rektörü protesto için arkalarını döndüğünü sanıyorduk ama meğerse millete yüzlerini dönmeye cesaretleri olmadığı için arkalarını dönüyorlarmış.' Vallahi aynen böyle anlatıyor. Mesela bir örnek daha veriyor kaynağım. Üniversitenin faaliyetlerde kullandığı kitapların neredeyse tamamı dışarıdan alınıyormuş. Yahu bünyesinde bu kadar akademisyen barındıran bir kurum, kendi kitabını yayınlayıp basabilecekken, dışarıda basit bir yayınevinden çıkan kitapları neden alır? Kurmuşlar işte çarkı. Koca Boğaziçi fikir üretemiyor mu ki, dışarıdan sıradan bir yayınevinin (fikirlerini) kitaplarını öğrencilerine sunuyor. Malum, milletin yüzüne bakmaya cesaretleri olmadığı için arkalarını dönüyorlar. Vazgeçmeyin sakın bu eylem tarzından, daha çok ihtiyacınız olacak önümüzdeki günlerde.. Bir de kriminal örnek vereyim de, durumun sadece parasal bir çıkardan ibaret olmadığı anlaşılsın. 2016'da Ankara'daki askeri servis araçlarına yönelik bombalı saldırıda 28 kişi şehit olmuş, 61 kişi ise yaralanmıştı. Emniyet ve MİT, PKK'nın aynı eylemi İstanbul'da da gerçekleştirmek istediğini belirledi. Boğaziçi Üniversitesi otoparkında bir araç ele geçirildi. Üniversite içine bomba düzenekli araç sokan kişinin Rıdvan Ürper isimli terörist olduğu, şahsın Boğaziçi Üniversitesi'nde çalıştığı tespit edildi. Adli soruşturmanın yanı sıra kurum içi soruşturma başlatıldı. Ve Boğaziçi Üniversitesi'nin soruşturmasından ne çıktı bilin? Bomba yüklü aracı kampüse sokan şahıs, terör örgütüne ilişkin değil de, '10 gün mazeretsiz işe gelmediği' gerekçesiyle atıldı. Hadi bakalım, iyice dönün arkanızı da millet yüzlerinizi görmesin. Tabii azıcık utanmanız varsa. Selametle.

'BOĞAZİÇİ BAHANE ASIL OYUNLARI VAR'

1) Mesele sadece Boğaziçi Üniversitesi değil. Boğazın tamamıyla ilgili. Boğazın Mason-Sabatay sakinleri ciddi rahatsız edildi, edilmeye devam ediliyor. Kasım ayında boğazdaki Vaniköy Camisi'ni yakıp tehdit ederek mesaj vermişlerdi. Türkiye'de boğaz sakinleri hakimiyetini koruyor.

2) Boğazda yanan camiyi Padişahın imamlarından alim Vani Mehmed Efendi yaptırdı. İsmini ondan alır. Sabetayizmin kurucusu Sabatay Sevi'yi o sorguladı, tehdit etti. Sevi'nin Müslüman olmasına inanmadı. Sabetayistler Vani Mehmet Efendi'yi hiç sevmez. Boğazdaki cami yangını mesajdı.

3) Boğaziçi Üniversitesi de boğazın sakinlerine bağlı. Rektörlerinin neredeyse hepsi Robert Koleji mezunudur. Yeni rektörle ezber bozuldu. Bu ağır geldi. Yeni rektör iki şey yapacak: Üniversitede devlet hakimiyetini güçlendirecek. Öğrencilerin devşirilmesini engelleyecek. Sorun bu.

4) Devlet son 4 senede boğazın sakinlerine karşı varlığını hissettirdi. Kullandıkları FETÖ, HDPKK ve devşirilmiş kuklaları ezdi, tutukladı. Boğaz sakinlerinin bazısı, sermayeyi dışarı taşıyıp ekonomiyi zora soktu. Son bir senedir iç kaos planlıyorlar. Yapamadılar. Kavga büyük.'

Hayal Girişim