Selim Kutlu Yazdı, Şili’nin Depreme Meydan Okuyan Başarısı...
Selim Kutlu Yazdı, Şili’nin Depreme Meydan Okuyan Başarısı...
Şili’nin Depreme Meydan Okuyan Başarısı: Hayatta Kalmak İçin Aldıkları Etkili Tedbirler!
Şili Güney Amerika’nın batısında bulunan tam bir sahil ülkesi. Kulağa güzel gelse de “Pasifik Ateş Çemberi” denen aktif fay halarının bulunduğu bir bölgede. Ama depremle yaşamayı da öğrenmişler. Şili’de 2015 yılında 8,4 büyüklüğünde bir deprem oldu ve yalnızca 15 kişi hayatını kaybetti. 2016 yılındaki 7,6 şiddetindeki depremde ise can kaybı yaşanmadı.
Bugünlere bir anda gelmediler. 1960 yılında 9,5 şiddetindeki depremde 2.000’e yakın kişi hayatını kaybetti. Sonrasında alınan tedbirler ile depreme dayanıklı bir yapı stoğu oluşturdular. Bunun yanında birçok önlem aldılar. Hemde bunu Japonya gibi zengin bir ülke olmamalarına rağmen başardılar.
Peki bunu nasıl başardılar?
Yaptıkları can alıcı hamleler var. Bunlardan bazıları:
- Sıkı imar kanunları. (en önemli madde)
- İrili ufaklı her depremin takibi ve sonrasında ilgili yönetmeliklerin güncellenmesi.
- Toplum içinde yerleşmiş afetlere karşı hazırlıklı olma kültürü.
- Anaokullarına kadar uzanan afetler konusundaki yaygın eğitim.
- Tsunamiyle ilgili etkili erken uyarı sistemleri.
- Yöneticiler ve yurttaşlar arasında afetler konusunda geliştirilen diyalog.
İrili ufaklı her depremi değerlendirip bunlardan öğrendiklerini ve imar kanunlarını sürekli güncelliyorlar. Yapı imalatında ise mevzuatları bizdeki gibi sıkı. Ama sistemin etrafından dolaşılmasına izin verilmiyor. Bizde halay bile çekersin niyeti bozarsan.
Sıkı imar anlayışını uygularken eğitim kısmını ihmal etmemişler. Bu anlayış mimarlık ve mühendislik disiplinlerince öğrencilere tam anlamıyla verilmiş. Bütün öğrenciler sisteme hakim olarak mezun olmuş.
İmar affı gibi ucube uygulamaları kesinlikle kabul etmiyorlar. ArchDaily sitesinin kurucusu David Basulto bu hususta “Yozlaşmanın farklı bir yolu, yozlaşma afetler karşısında en büyük tehlikedir.” yorumunu yapıyor.
Depreme hazırlık kültürünü hayatlarına sokmuşlar. Bakanlık nezdinde programlar hazırlanmış ve programlar kapsamında halk sürekli eğitiliyor. Tatbikat ve simülasyonlara tabi tutuluyor. Deprem eğitimini anaokullarına kadar sokmuşlar.
Peki biz ne yapacağız?
Bunlardan ilki afetlerden ders almak ve yaşanan acıların toplum hafızasında yer etmesini sağlamak gerekiyor. Daha 1 yılı doldurmadık bile ama gündem hemen değişiyor. Yaşadığımız depremin yaraları sarılmadan unutuldu. Tam tersine unutmadan, ders çıkararak harekete geçmek gerekiyor.
Önlem alınması gereken konuların başında bina yapımı, imar izinleri ve depreme hazırlık geliyor. Bunun yanında arge merkezleri kurulması, acil ikaz sistemleri kurulması, halkın bilinçlendirilmesi gibi çalışmalar da yapılmalı.
Mevcut yapılarda ise acilen bütün yapı stoğunun denetlenmesi ve risk analizinin yapılması gerekiyor. İnsanlar yaşadıkları mekanın ne kadar güvenli olduğunu bilmeli. Bunun yanında afetlere karşı çalışan sivil toplum kuruluşları desteklenmeli ve yaygınlaştırılmalı.
Sade bir vatandaş olarak liderlerden harakete geçmelerini bekliyorum ama göremiyorum. Depreme hazırlık hayati bir meseledir ve üzerinde yoğun şekilde çalışılması gerekmektedir.
Hayatla kalın.
Mail: [email protected]
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.