Evvela Bomba15 sitesinin yöneticisine teşekkürlerimi sunuyorum.

Ülkemizin tüm illerini derinden etkilemiş olan deprem felaketinin etkisi sürmekte. Depremle yaşamayı maalesef öğrenemedik. Gidişata bakarsak öğrenme niyetimizde yok gibi.

Öğrenenlerde uygulamada zayıf kalıyor.

1999 depremlerinin birer kilometre taşları olduğunu düşünürken ne yazık ki, Kahramanmaraş depremiyle eski tas eski hamam olduğunu eskisi gibi olduğunu fark ettik. Zırnık ibret alınmamış.

Her alanda zarar. Ekonomik, sağlık, çevre.

En zoru ve en büyük kayıplarımızda insanlarımız. Çünkü can kaybının telafisi yok. Alternatifi yok.

Bu durumlara insan üzülüyor. İnsan kederleniyor. İnsanın havsalası almıyor.

Depremlere hazırlıklı olunacaktı. Yollar tıkanmayacaktı. Hazırlıksız yakalandık dediğimiz 1999 depreminden sonra kurallar konulmuştu. Kuralın kralını yazalım, sonuçta insanın vicdanına kalmıştı.

Yasalar ne kadar mükemmel olursa olsun, insanoğlu eğip büküp yolunu yordamın bulup, icabına bakıyor. Mesele halledilmiş gibi duruyor. Gerçekte öyle değil. Ama uygulanan kurallarla, yazılan kurallar çok farklı.

Yasalar belli, bina yapmanın şartları belli, yapılacak bina için zemin etüt raporu alınacak, sonra binanın dayanıklılık ölçümü yapılacak. Bunlar yapıldıktan sonra insanlar evlere, binalara taşınıyor bilişirdim.

İnşaatların yanından geçerken dikkatimi çekmiştir. Orta boy aküleri andıran içinde beton numunelerinin bulunduğu, onların denetimi yapılmış olmalı. Madem yapıldı niçin binalar çöktü, göçtü, yıkıldı?

Allah korusun bulunduğumuz il ve ilçede de fay hatları mevcut. 1999’dan sonra yapılan binaların sıkı denetim altında yapıldığını düşünüyordum. Deprem olmadığı sürece düşüncem doğru fakat Allah göstermesin depremle karşılaşırsak düşünmek istemiyorum.

Elbette her inşaatın sahibini inşaatların her biriminde çalışanları töhmet altında bırakmıyoruz. İşini yasalara uygun yapanlardan Allah razı olsun.

Kolonları kesmek, yıkmak demek, dayanacak binanın altına dinamit koymakla eşdeğerdir. Kolonu yıktın, kestin sonra elveda. Kime yarardı? Hiç kimseye.

İnsanoğlu için her nimet var. İşte nimetleri kanaat ölçülerine göre kullanmadığımızdan hırsa kurban gidiyor nimetler. Bina geniş olsun beş taksi yerine yedi taksi koyarım. Gelirim artar. Güvenlik sorunu olmaz. Şükür kazanıyoruz der.

Şükrettiği Allah o kişiye binayı çürüttün, yıkılır hale getirdiğin için cezanı çekeceksin dercesine yerle bir etti. Allah kimseye zarar vermez.

İşini sağlam yapanların, aklını kullananların, inşaat malzemelerinden çalmayanların binaları sağlam duruyor. Aynı alanda iki ayrı yaşanılan hadiseler.

Sözle işler sonuca gitmiyor. İşini sağlam yapanların hem dünyaları hem de ahiretleri mutlu oluyor. Okullarda tevekkülü anlatıyoruz. İşte sadece anlatmakla olmuyor.

99 depremleri bize hiç ders vermemiş. Vermiş olsaydı, böyle olmazdı.

Mehmet ŞENER

05435434334

[email protected]