İYİ Parti Burdur Milletvekili A.Adayı Safa Sönmez yaptığı basın açıklamasında;

6 Şubat 2023 Pazartesi günü merkez üssü Kahramanmaraş olan 7.7 şiddetinde meydana gelen deprem ve akabinde gerçekleşen depremlerle şu ana kadar 40.000 den fazla vatandaşımız hayatını kaybetmiş 100.000 den fazla vatandaşımız ise tedavi altına alınmıştır.Milletimizin başı sağ olsun. Türk devleti ve Türk milleti büyük olup el birliğiyle bu yaraları saracaktır. Buna inancımız tamdır. Dedi.

İYİ Parti Burdur Milletvekili A.Adayı Safa Sönmez sözlerine şöyle devam etti:

Elbette ki depremin hasarı çok büyük olup depremin geniş bir coğrafyayı etkilemesi de kayıplarımızı artırmıştır.

Türkiye'nin etki dereceleri farklı olmakla birlikte %92'si deprem kuşağında yer alıp nüfusumuzun ise yaklaşık %95'i deprem kuşağında yaşamaktadır.Bu bilgilere ulaşmak için alanında uzman olmaya gerek yoktur. Zira bu bilgiler lise eğitiminde tüm öğrencilerimize öğretilmektedir. Hal böyleyken 2018 yılında "İmar Barışı" adı altında çıkarılan yasa ile tüm kaçak yapılara Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ruhsat verilmiştir. Bakanlık tek kısas olarak yapının 2017 yılından önce yapılmasını esas almıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız 2019 yılında Kahramanmaraş mitinginde 144.000 Kahramanmaraşlının imar sorununu çözüldüğünü müjde olarak kamuoyuna açıklamıştır.

Şimdi buradan sormak isterim ki;

İmar barışından faydalanan Kahramanmaraş da kaç tane ev ayakta kalmış, kaç tanesi yıkılmıştır? Bu evlerde yaşayan insanların kaç tanesi bu depremlerde hayatını kaybetmiştir?

Anayasamıza göre yaşam hakkı dokunulamaz ve kısıtlanamaz hükmündedir. Yine 3194 sayılı İmar Kanununa göre Bakanlık (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı) yerleşim yerlerinin afet durumuna göre gerekli tedbirleri alma yetkisine sahiptir. Anayasa ve yasal mevzuat afetlere karşı vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini korumakla mükellef iken siyasi rant ve oy uğruna bugün karşılaştığımız acı tablo ortaya çıkmıştır. Zira "Deprem öldürmez binalar öldürür" kavramı ülkemizdeki tüm deprem bilimciler kavramından yıllardır söylenen bir sözdür. 17 Ağustos 1999 depreminden ders almak ve buna göre yasal mevzuatı düzenlemek öncelikle iktidarın görevidir. İktidarın görevi sürekli oyunu artırmak için popülist yaklaşımla siyaset yapmak değildir. Dolayısıyla buradan şunu sormak gerekir ki; başta yer bilimci Prof.Dr.Naci Görür Hoca olmak üzere tüm deprem bilimciler imar yasasının yanlış olduğunu ve Türkiye'nin depreme hazır olmadığını bas bas bağırırken 2002'den 2023'e kadar iktidarı elinde tutan AK Parti ülkeyi depreme hazırlamadığı gibi deprem sonucunda can ve mal kaybının artmasına sebebiyet olan imar barışı yasasını çıkarmakla depremde can ve mal kaybının artmasında birinci derecede suçludur.

Dolayısıyla aşağıdaki soruların cevaplanması gerekmektedir.

1- Deprem bölgesindeki İllerde İmar Barışıdan faydalanan kaç bina vardır ve depremde kaç tanesi yıkılmıştır?

2-İmar barışından faydalanmış ve yıkılmış binalarda kaç vatandaşımız hayatını kaybetmiştir?

3-Deprem bilimciler "İmar Barışı" yasasının yanlış olduğunu bas bas bağırırken popülist siyaset uğruna el kaldıran dönemin milletvekilleri vicdanen rahat mıdırlar? Rahat değiller ise istifa etmeyi düşünmektemidirler?

4-Anayasa ve yasa, afetlere hazırlıkta devleti yöneten hükümet başta olmak üzere Bakanlıklara görev verirken görevini yerine getirmeyen ve binlerce vatandaşımızın hayatına neden olan sorumluluğu bulunanlar, görevlerini kötüye kullanmaktan dolayı hukuken suç işlememişler midir?

Bu soruların cevabı bulunmadan kamuoyunun ve Türk Milletinin vicdanı rahatlatamayacaktır. Dolayısıyla 28 Şubat'ta açılacak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin birinci gündem maddesinin İmar Barışı ile zarar gören binalar ile gelecekte farklı bölgelerde meydana gelecek olası depremlerle ilgili imar barışından faydalanan binaların durumu konusunda gerekli tedbirleri almak olmalıdır.

Yıkılan binalarla ilgili sürekli müteahhitler tek suçlu gibi gösterilmektedir.Bu yanlıştır. Halbuki görevini yerine getirmeyen Belediyeler de,İmar Barışı yasası başta olmak üzere Hükümet, Bakanlıklar da en az müteahhitler kadar sorumludur.

İmar barışı yasasının çıkarılmasında kusurlu olanlarında görevini kötüye kullanması nedeniyle yargılanması gerekmektedir. "Buradan Cumhuriyet Başsavcılarımızı da göreve davet ediyorum."

Saygılarımla kamuoyuna arz ederim…