Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Bilgin, Memur- Sen Genel Merkezi'nde '4688 Sayılı Kanun ve 10'uncu Yılında Toplu Sözleşme Kongresi'nin açılış oturumuna katıldı. Bilgin, pandeminin yarattığı negatif bir dizi sonucun olduğunu ifade ederek, "Bunların önemli bir kısmını Türkiye pandemi sürecinde başarı ile yöneterek bugüne kadar geldi. Türkiye’yi zaman zaman Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ile mukayese ederek değerlendirenler var. Öyle de değerlendirilebilir. Pandemi sürecinde o ülkelerle mukayese ettiğimiz zaman Türkiye’nin bu süreci ne kadar başarı ile yönettiğini anlatmaya gerek yok. Dünyada hastane önünde ölen insanların, koridorlarda yığılmış bakılmaya ya da tedaviye ihtiyaç duyan insanların nasıl çaresizlik içerisinde bulunduklarını hepimiz izledik. Çok şükür Türkiye’de bu manzaralar yaşanmadı" dedi.

'ENFLASYONLA MÜCADELE BİRİNCİ GÖREVİMİZ'

Bilgin, dünyada ve Türkiye'de artan enflasyon oranlarına değinerek, "ABD, dünyanın en zengin ülkesi. Tarihinde görülmemiş enflasyonu yaşıyor. Almanya geçtiğimiz ay 7,3 aylık enflasyon açıkladı. Türkiye'de de enflasyon çok yüksek. Enflasyonla mücadele etmek birinci görevimiz, öncelikli hedefimiz; ama bugünkü dünya konjoktürünün Türkiye’ye yüklediği bir netice olarak meselenin bir boyutunu görmemiz lazım. Almanya 4 trilyon 200 milyar dolarlık bir ekonomi. Yüzde 7'lik bir enflasyonla karşı karşıya kalıyor. ABD 20 trilyon doların üzerinde bir ekonomi. Yaşadığı enflasyon ortada. Buralardan bakmak lazım. Yoksa kabaca rakamlara bakıp 'Onlarda yüzde 7 de bizde neden 4,46' buradan anlayamayız. Esas meseleye buradan bakmamız lazım. Enflasyonla mücadele birinci önceliğimiz" dedi.

'BÜYÜME TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİLDİR'

Bilgin, Türkiye’nin pandemiden sonra dünyada en hızlı büyüyen iki ülkeden birisi olduğunu kaydederek, "'Türkiye kalkınıyor, büyüyor diyorsunuz ama topluma yansımıyor' diyenler var. Bunların büyümeden ne anladıklarına bakmak lazım. Büyüme bir önceki yıla göre toplam mal ve hizmet oranındaki artışı gösteren bir oran. Bu süreklilik arz ettiği zaman refah yaratıyor. Dolayısıyla Türkiye'nin meselesi demokrasi içerisinde sürekli büyüyen yani refah yaratan bir ekonomik ve sosyal politika zeminine ulaşmaktır. Tabii ekonomik kalkınma, büyüme tek başına yeterli olan şeyler değildir. Biz onu sosyal politikalarla zenginleştirmek durumundayız. Bu bakımdan sendikalar, sendika özgürlüğü fevkalade önemlidir; çünkü sosyal zeminin en önemli aktörü sendikalardır" diye konuştu.

'İNKAR ETMEK ASLA MÜMKÜN DEĞİLDİR'

Bilgin, Türkiye'de asgari ücrete yapılan düzenleme ile tarihte ilk kez enflasyon yüzde 36 iken yüzde 50'lik pozitif bir reel ücret artışı gerçekleştirildiğini hatırlatarak, "Bu çok önemlidir. Bugünkü enflasyon, devam eden enflasyonist ortam dikkate alındığı zaman bunu muhtelif şekilde yorumlamak mümkündür; ama inkar etmek asla mümkün değildir. Biz ocak ayının başında sadece enflasyon farkını vermedik, ona bir de yüzde 3 civarında bir sosyal denge farkı verdik. Önümüzde de yine temmuz enflasyonu var. Unutmayalım ki temmuz enflasyonunda da enflasyon farkını çalışanlarımıza, kamu çalışanlarımıza, emeklilerimize yapacağımız düzenleme ile yeniden ele alacağız" dedi.

Kamuda 3600 ek göstergeye ilişkin çalışmalarla ilgili bilgi veren Bakan Bilgin, ''3600 ek gösterge meselesi; bunda çalışmamız son aşamasına geldi. Sosyal tarafların da katıldığı şekilde çalışmamızı tamamlamak üzereyiz. Ümidimiz mayıs ayında çalışma tamamlanacak ve meclise intikal ettirilecek'' dedi.

MEMUR-SEN BAŞKANI YALÇIN: BEKLENTİMİZ ENFLASYONUN DURDURULMASI

Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, TÜİK tarafından açıklanan mart ayı enflasyon rakamlarına değinerek, "Toplu sözleşmemizde alım gücünü korumak için hükme bağladığımız enflasyon farkı bile bu enflasyonist ortamda kayıpları telafi etmekte zorlanıyor. Onun için Memur-Sen olarak temel beklentimiz enflasyonun durdurulması ve bir an önce geriletilmesi. Çünkü memurlar olarak en önemli beklentimiz enflasyonun olmadığı, istikrarın korunduğu bir zemindir. Çünkü o zaman aldıklarımızın bir karşılığı olacaktır. Bu açıdan enflasyonun durdurulması ve geriletilmesi temel beklentimiz. Alım gücünü artıracak maaş gücü iyileştirmelerinin yapılması, başta kamu görevlilerinin ve sabit gelirlilerin enflasyona ezdirilmemesi açısından son derece önemlidir" diye konuştu.