Yazılı bir basın açıklaması yapan Göker “Yaşanan felaketin ilk gününden bu yana deprem bölgesi olan Kahramanmaraş Elbistan’dayız. Öncelikle felakette hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Felaketin yaşanmasının ardından hemen sonra deprem bölgesine geldim. Bazı hükümet yetkililerinin “Yollarda yaşanan sıkıntılardan dolayı ulaşımda sorunlar yaşadık” söylemi doğru ya da yanlış. Ama bir milletvekilinin ulaştığı bölgeye eğer elinizdeki tüm imkanlara rağmen Bakan ve ekiplerinizin ulaşamadığını söylüyorsanız bu yine hükümetinizin acziyetini gözler önüne seren bir itiraf açıklaması olmuştur. Ayrıca bu sebebe bağlayarak depremin 3. gününden sonra ulaştırılmaya başlanan yardımlar ise insanlarımızda büyük bir ikinci mağduriyete sebep olmuştur.

Yolda ve bölgeye geldiğimizde gözlerimin gördüğü felaketi anlatmaya ne kelimeler ne fotoğraflar yeter. Hekimlik hayatım boyunca birçok derin vaka ile karşılaştım. Belki de meslek hayatımın ilk kuralı olan soğukkanlılık kuralımı ilk kez koruyamadım desem yeridir. Ağlamak bile inanın duygularımızı bastırmamıza yardımcı olamadı. Felaket sonrasında AKP hükümetinin tek adama bağlı yönetim sisteminin çöktüğünü, yardım ve arama kurtarma faaliyetlerinin geciktiğine şahit oldum. Bölgede yaşanan deprem sonrası hava şartlarını da ele alacak olursak insanlarımızın yaşadığı acı ve çaresizliği inanın savaşlarda bile görmek güç.

Bölgede bu süreçte vatandaşlarımızın yardım, istek ve taleplerini yetkililere ulaştırılmasında elimizden geleni yaptık. Fakat yeniden tekrar etmekte fayda var ki anlatılanlar ne televizyon kanallarında ne de hükümet yetkililerinin açıkladığı gibi değil. Felaketin boyutu çok yüksek. Böylesine büyük bir felakette Devlet elbette vatandaşına ulaşmakta zorluklar yaşayabilir fakat iyi bir organizasyonla bu sıkıntıların üstesinden gelinir. Hükümet yetkililerinin Elbistan bölgesine bile ne kadar zamanda ulaştığını bizzat Milletvekili olarak ben yaşadık gördüm. Evlerini kaybetmiş insanlarımız günlerce soğuk havada sokaklarda hijyen koşullarından uzak bir durumda yaşamlarını enkaz altında kalan ailelerinden gelecek iyi bir haber umuduyla geçirdiler. Yaşanan depremin üzerinden onlarca gün geçmesine rağmen hala tam anlamıyla insanlarımızın eksik ve ihtiyaçları giderilmiş değil. 10 günden fazladır Elbistan bölgesinde halkımıza elimizden geldiğince elimizdeki imkanlar çerçevesinde yardımcı olmaya çalışıyoruz. Özellikle Burdur’dan arayan hemşerilerimiz telefon şebekeleri müsait oldukça bizden bilgi almak için arıyor ve resim istiyorlar. Geçen günlerde katıldığım bir televizyon canlı yayınında da ifade ettim. Bu acının bir fotoğrafı ve siyaseti olamaz. Fakat gördüğümüz eksik, hata ve yanlışları da böyle bir zamanda siyaset yapılmaz mantığı ile söylemekten imtina edecek değiliz. On binlerce insanımızın hayatını kaybettiği, yüzbinlerce insanımızın yaralandığı ve milyonlarca insanımızın evsiz kaldığı böyle bir durumda elbette ihmali olanlar ve insanımıza bu acıyı yaşatanları ifşa edecek ve gereken cezaları çekmeleri için tüm hukuki işlemlerin takipçisi olacağız.

Öyle sanıyorum ki bir süre daha deprem bölgesinde depremzede vatandaşlarımızla bağ kurmaya onların sesi olmaya ve elimizden gelen yardımları yapmaya ve yaraları sarmaya devam edeceğiz. Bölgeye ilk gelen vekillerden birisiyim ve hekimlik mesleğim gereği en son terk eden vekillerden bir tanesi olacağım. Çünkü ben her şeyden önce bir hekimim ve insan yaşamı benim için her şeyin üzerinde. Özellikle bu süreçte Burdur’umuzdan telefonla arayarak yardım konusunda bölge insanımıza yardımcı olmak için elinden geleni yapan sanayicilerimize, iş insanlarımıza, Sivil toplum kuruluşlarımıza ve halkımıza sonsuz teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.