Dün akşam saatlerinde çeşitli sosyal medya platformlarında ortaya atılan “benzine zam” haberi, ülke gündemini birbirine kattı. Enerji Petrol Gaz İkmal İstasyonları İşveren Sendikası (EPGİS) Genel Başkanı Fesih Aktaş ile görüşme fırsatı bulan foreks.com, bu iddialara net bir yanıt verdi.

Eşel mobil sistemin akaryakıt fiyatlarına zam yapılmasını önlemek amacıyla geliştirildiğini belirten Aktaş, sadece bu sebeple 31 milyar liralık vergi gelirinden feragat edildiğini sözlerine eklemiş. ÖTV’nin fiyatlara yansıtılmasının zayıf ihtimal olduğunu belirten yönetici, eğer bu durum gerçekleşirse fiyatlarda yüzde 50’ye varan zam yapılacağının da altını çiziyor.

Peki benzine 3 TL zam iddiası nereden çıktı?

EPGİS’in resmi verilerine göre şu anda benzinin litre fiyatından 2,30 TL, motorinin litre fiyatından 2,05 TL, LPG’nin litre fiyatından ise 1 TL EŞEL sisteminden yani devletin kasasından karşılanıyor. Kısacası eşel mobil sistem sayesinde yıl boyunca bu zamlardan biraz da olsa kaçmayı başardık. Fakat ÖTV’den karşılanabilecek miktarın da bir sınırı var.

Benzine 3 TL zam geldi mi?

Yine EPGİS’in verilerine göre şu anda sadece benzinde 0.23 kuruşluk bir zam ÖTV üzerinden karşılanabilecek. Bunun üzerine çıkacak herhangi bir zam haberi direkt olarak pompa fiyatına yansıyacaktır. Devletin pompada daha fazla ÖTV karşılayamaması ise eşel mobil sistemin kaldırılabileceği fikrini gündeme getirmiş gibi duruyor. Eğer bu durum gerçekleşirse şu anda ÖTV’den karşılanan miktarlar direkt olarak vatandaşın cebine yansıyacaktır.

EPGİS Başkanı Aktaş’ın açıklaması şu şekilde:

Devletin gelirlerinde büyük öneme sahip akaryakıt vergilerinden ne kadar daha feragat edilebileceği sorusu bizim yanıtlayabileceğimiz bir soru değil. Ancak ihtimalleri değerlendirdiğimizde, iki seçenek ortaya çıkıyor. Ya radikal bir karar alarak benzinde litrede 2 lira 30 kuruş, motorindeki 2 lira 56 kuruş ve LPG’deki 1 lira ve buna bağlı KDV miktarı da eklenerek akaryakıt satış fiyatlarına yansıtılır, ki bu fiyatlarda yüzde 50’ye yakın bir zam anlamına gelir, ya da bu rakamların getireceği vergisel feragate devam edilir. Her iki yöntem de keskin bıçağın iki tarafı olarak tanımlanabilir. Çünkü artış, keskin bir enflasyonist etki ve halk tepkisi getirir, artış yapmamak ise ciddi oranlarda gelirden vazgeçiş anlamına gelir. Halen eşel mobile rağmen, ÖTV’yi de eriterek fiyatları artışa geçiren ham petrol fiyatlarının ve kur etkisinin hissedildiği bir dönemde, 1’inci seçeneğin zayıf ihtimal olduğu görüşündeyiz. Ancak zorunluluk durumunda ise mayıs ayındaki gibi ÖTV’de bir seferlik artış yapılabilir.