TBMM İdari Amiri CHP Burdur Milletvekili Mehmet Göker, Merkez Bankasının faiz oranlarını sabit tutmasını yorumladı. Milletvekili Göker, “Merkez Bankası yine faizi sabit tuttu, onun arkasından dolar ciddi anlamda yükselişe geçti. Türkiye’nin dış borcunun yüzde 60’ının dolar endeksli olduğunu düşünürsek, bunun çevrilebilirliği ciddi anlamda sorun teşkil etmeye başladı. Ülkede kaynakların dolar borcu yüzünden, kur korumalı mevduat sisteminde de tüketildiğini bize merkez bankası rezervleri gösteriyor. Bu anlamda Türkiye ciddi bir ödemeler dengesi krizi ile karşı karşıyadır. Doların yükselmesi ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti olarak ödemek zorunda kaldığımız bir borç sarmalı içinde girmiş bulunuyoruz. Yaklaşık 54 milyar dolar para dışarıdan bize hibe yapılsa bizim Merkez Bankasının kasasında ancak 0 dolar olabiliyor yani -54 milyar dolarla biz bu yükü çevirmeye çalışıyoruz ve borçlanma vadelerimiz de faiz oranları da bir hayli yüksek. Burada insanlar daha doğrusu parası olanlar kur koruma ile yatırdı, asgari ücretle geçinen ya da dar gelirli vatandaş bunun hem vade farkını hem de kurdan kaynaklanan farkını ödedi ki en son paylaşılan verilerde çok ciddi yekünlere ve Türkiye’nin bu sarmaldan çıkmasını ciddi anlamda zora çıkaracak seviyelere ulaştırdığını gösterdi. Yüzde 14 faizle merkez bankası sizi borçlandırıyor ama siz gidip x bankasıa Ulus’ta yüzde 14’e aldığınız faizi, Çankaya’da yüzde 25’le, yüzde 26 ile bankaya geri satabiliyorsunuz, bu ekonomik düzen değildir. Amerika’nın bile faiz artırımına gittiği hatta yaklaşık 20-25 yıldır uygulamadığı yüksek faizleri verdiği bir dönemde Türkiye’nin NAS deyip deyip buraya hapsolmuş olması akıl alır bir şey değildir” dedi.

“Paranın tekrar geriye dönüşünün sağlanabilmesi için güven ortamı lazımdır”

Genel seçimlerin ötelenmesinin ülkeye yapılan en büyük kötülük olduğunu söyleyen Milletvekili Göker, “Bu ekonomik göstergelerde çok kötü günler geçiriyoruz ama çok daha kötü günler bizi bekliyor. Bir an önce aklını başına alıp ekonomik politikayı gözden geçirmeleri için artık otobanda son çıkıştan önceki petrol ofisi denir gibi düzlüğe girdik. Niye şimdi bunu hissetmiyoruz, işte yazın bir takım gıda ürünlerinde düşüş yaşandı. Yakıt maliyeti yok, doğalgaz yakmıyor insanlar gibi gibi maliyetlerle çok fazla hissetmiyoruz ama doğalgazlar yanmaya başladığında bu ekonomik sıkıntıyı ciddi anlamda göreceğiz. Bunu da bugün pazar dolaştım inanın pazarda dolaşan 5-10 vatandaş ya vardı, ya yoktu. Pazarcı da oturuyor, vatandaşta geziyor. Soruyorsunuz nedir durum diye, çilek 30 lira olmuş, fasulye şu kadar, patlıcan bu kadar ben nasıl alayım, haklı evni meyve götüremiyor insan, asgari düzeyde ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bir takım tedbirler alıyor. Maaşlara zam yapıldı ama paranın alım gücü düştüğü için bunda siz bir karşılık bulamıyorsunuz. Bu anlamda Türkiye’nin şu ya da bu değil iyi niyetle bir yaklaşım sergileyecek olursa, paranın tekrar geriye dönüşünün sağlanabilmesi için güven ortamı lazımdır. Para güven ortamının olmadığı hiçbir yere giriş yapmaz, kaçar. Bu güven ortamını da sağlayacak tek şey, bir an önce seçim yapılmalı, bunu Cumhur İttifakı da kazanabilir, Millet İttifakı da kazanabilir ama sonuçta kazanan herhalükarda Türkiye olmuş olur çünkü ortama güven gelmiş olur, vatandaş kararını söylemiş olur, vatandaşın verdiği kararın üstüne de söz söylenemeyeceğine göre seçim yapmanın zamanı gelmiştir. Bunu daha fazla ötelemek Türkiye’ye yapılabilicek en büyük kötülüklerden biridir diye düşünüyorum” açıklamalarında bulundu.
Hayal Girişim