Avukat Ömer Bütüner açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Demokrasi ve hukuk tarihimiz açısından kara bir leke olan 28 Şubat dönemi; bir çok hukuksuzluğun ve keyfiliğin yaşandığı, temel hak ve özgürlüklerin ortadan kaldırıldığı ve yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının olmadığı bir dönemi ifade etmektedir. Anayasal hak olan ve uluslararası hukukun da koruma altına aldığı eğitim ve öğrenim hakkının, örgütlenme özgürlüğünün, adil yargılanma hakkının, din ve vicdan özgürlüğünün ihlal edildiği, evrensel hukuk ilkelerinin göz ardı edilerek demokratik hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmayan uygulamaların yapıldığı ve Batı Çalışma Grubu adı altında yapılan çalışmalarla insanların fişlendiği bir dönemdir.

Bu dönem; milletin inanç ve değerlerinin hedef alındığı, kat sayı uygulamasıyla eğitimde fırsat eşitliğinin ortadan kaldırıldığı, ortaokul kapılarında, lise bahçelerinde, üniversite kapılarında, sadece okumak isteyen kadınların okula girmelerinin çevik kuvvet polisleri tarafından kurulan barikatlarla engellendiği bir dönemdir.

Bu dönem dini inancının gereği olarak başını örten kadınların eğitimlerinin engellendiği, ikna odaları kurulmak suretiyle başörtülerini çıkarmaları için baskı yapıldığı, yapılan hukuksuzluğu protesto etmek için gerçekleştirilen ve demokratik hak olan el ele eylemine katılanların DGM’lerde yargılandığı bir dönemdir.

Bu dönem, binlerce gencin eğitim haklarının ellerinden alınmak suretiyle devletine ve milletine hizmet etme imkanlarının ortadan kaldırıldığı ve dolayısıyla ülkemizin geleceğine yapılmış bir darbedir.

Bu dönem kılık kıyafeti bahane edilerek devlet kademelerinden uzaklaştırılan, irtica bahanesiyle ordudan atılan vatanını, milletini seven insanların yerini takiyeyi, riyakarlığı prensip edinerek ihanetlerini gizleyen yapının, 15 Temmuz 2016 tarihinde FETÖ olarak karşımıza çıkmasını hızlandıran bir dönemdir.

Bu dönem gazete kupürlerinden hazırlanan iddianame ile milletin tercih ettiği siyasi partiye kapatma davasının açıldığı, şiir okuduğu için siyasi yasaklı hale getirilen belediye başkanının olduğu, onlarca sivil toplum örgütünün kapatılarak malvarlıklarına el konulduğu bir dönemdir.

Bugün itibarıyla 2011 yılında katsayı uygulamasına son verildiği, 2014 yılında kamu kurumlarında başörtüsü yasağının kalktığı, 28 Şubat Postmodern Darbesi’nin ortaya çıkardığı mağduriyetlerin, haksızlıkların nispeten giderildiği ve darbecilerin yargılanarak cezalandırıldığı görülmekle birlikte halen o dönemin mağdur ettiği, haklarını alamayan ve iade-i itibar yapılmayan kişilerin olduğu da bir gerçektir.

Hukukçular Derneği olarak, haktan, hakikatten ve adaletten yana olan ilkesel tavrımızın neticesi olarak hukuksuzluğun ve keyfiliğin zirve yaptığı o karanlık dönemde, mağdurlara birebir hukuki destek vererek hukuksuzluğun ve keyfiliğin karşısında olduk, olmaya da devam edeceğiz.

Demokratik hukuk devletini ve Cumhuriyeti hedef alan, hak ve özgürlükleri ortadan kaldıran darbelerin ve her türlü hukuksuzluğun karşısında olmaya devam edeceğimizi kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.