Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü Hacı Abdullah Uçan, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Yerleşkesi içindeki otelde başlyan çalıştayın açılış programında konuştu. Abdullah Uçan, "Hepimizin bildiği gibi ülkemiz, sahip olduğu doğal, kültürel ve tarihi güzellikler ile barındırdığı ekosistem çeşitliliği açısından büyük bir mirasa sahip ender ülkelerden biridir. Bu mirasın etkin bir şekilde korunması, yönetilmesi ve gelecek nesillere aktarılması hayati öneme sahiptir" diye konuştu.

Salda Gölü ve çevresinin, bölgenin sahip olduğu doğal, kültürel ve tarihi değerleri ile bilimsel kriterler göz önüne alınarak 2019 yılında Cumhurbaşkanlığı Kararıyla 'Özel Çevre Koruma Bölgesi' ilan edildiğini belirten Uçan, şunları söyledi:

"Magnezyum yönünden oldukça zengin jeolojik yapısıyla birlikte berrak suyu, turkuaz görüntüsü ve kumsalının beyaz rengiyle ziyaretçilerine görsel açıdan eşsiz bir manzara sunan Salda Gölü, gerek ziyaretçiler, gerekse bilimsel açıdan oldukça popüler hale gelmiştir. Salda Gölü’ndeki hidromanyezit oluşumların, dünyada az bulunan bir örnek olması ve alanın yoğun ilgiye maruz kalması, çok titiz korunmasını zorunlu kılmaktadır. Ayrıca Salda Gölü endemik ve nesli tehlike altındaki türlerin barınma, beslenme ve üreme gibi hayati gereksinimlerini karşılayabileceği uygun yaşam şartlarına da sahiptir."

Aynı havzada bulunan Burdur Gölü ve diğer gölleri de sit alanı ilan ederek koruma faaliyetlerini en üst düzeyde sürdürdüklerini aktaran Uçan, "Öncelikle Beyaz Adalar Bölgesinde göl kıyısına araçların ve insanların erişimi engellenmiş, mevzuata aykırı kaçak yapılaşmalar yıkılarak kaldırılmıştır. Sonrasında ise Koruma Amaçlı İmar Planı çalışmaları yapılarak alandaki kontrolsüz ve plansız kullanımlar engellenmiştir. Sıfır Atık Yönetimi kapsamında alana, atıkların ayrı toplanmasına yönelik ekipmanlar yerleştirilmiştir. Ayrıca alana gelen ziyaretçilerin ihtiyaçlarını asgari seviyede karşılayacak şekilde tek katlı, ahşap, sökülüp takılabilir, doğayla uyumlu birimler yerleştirilmiştir" dedi.

Salda Gölü kıyısında sigara içilmeyen dumansız hava sahası oluşturulduğunu kaydeden Uçan, şöyle konuştu:

"Alanda koruma tedbirlerinin uygulanması için 7 gün 24 saat kamera sistemi kurulmuştur. Yine koruma tedbirleri kapsamında ziyaretçilerin otopark ihtiyacı sit alanı dışında çözümlenmiştir. Gölde bilimsel çalışmalar yapan akademisyenlerin çalışmalarına destek olmak amacıyla Salda Gölü Bilim Merkezi Projesi tamamlanmış, uygulama aşaması için çalışmalar devam etmektedir. Salda Gölü ve havzasının atıksu kaynaklı, kirlilik ve bozulmalara karşı korunmasının sağlanması amacıyla atıksu arıtma tesisi proje çalışmaları yapılmış olup, bugüne kadar yapılan çalışmalarla atıksuların gölü kirletmesi önlenmiştir. Arıtılmış atıksuların yüzde 100’e yakın oranda geri kazanılmasına ilişkin bilimsel ve teknik çalışmalar yapılmıştır. Salda Gölü ve çevresinde sürdürülebilir ulaşım politikalarını hayata geçirmek amacıyla bisiklet yollarının oluşturulması hedeflenmiş, bu kapsamda Salda Gölü çevresinde Yeşilova, Salda, Kayadibi ve Doğanbaba ile bağlantılı ve göl çevresini tamamen dolaşacak şekilde güzergah belirlenmiştir. Salda Gölü çevresinde ziyaretçilerin kullanımı için göl ve çevresinin gözlemlenebileceği uygun bakı noktasında seyir terası yapılmıştır. Bu kapsamda yaptığımız tüm çalışmalar Salda ve Burdur gölleri ile çevresini koruma ve bu hassas alanların gelecek nesillere en güzel şekilde aktarılmasını sağlamaya yönelik projelerdir."

İTÜ maden Fakültesi Jeoloji Müjendisliği Bölümü Öğretim üyesi Prof. Dr. Nurgül Çelik Balcı, çalıştayda 'Salda'nın Jeolojik Önemi ve Jeopark Potansiyeli' konulu sunum yaptı.